Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 611 - 618 maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği bir sözleşmedir. Buna göre bakım alacaklısı, kendisine ya da üçüncü bir kişiye bakılması karşılığında malvarlığının bir kısmını devreden kişidir. Bakım borçlusu ise edineceği malvarlığının karşılığı olarak bakıp gözetme sorumluluğunu üstlenen kişidir. Bakım borçlusu aileden bir kişi olabileceği gibi dışarıdan bir kişi de olabilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ivazlı (karşılıklı) bir sözleşmedir. Bakım alacaklısının yüklendiği edim malvarlığını devretmekken bakım borçlusunun edimi bakma yükümlülüğünü yerine getirmesidir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi genellikle tapu müdürlüklerinde resmi senet düzenlenerek yapılan işlemlerdendir. Ancak noter ya da sulh hakimi huzurunda da yapılabilir. Noter ya da sulh hakimi huzurunda yapılan ölünceye kadar bakma akdi tapu müdürlüğüne ibraz edildiğinde, tapu müdürlüğünde sadece tescil istem belgesi düzenlenir.
Kanuna göre bakım tabiriyle kastedilen bakım borçlususun bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlaması, hastalığında gerekli özenle bakması ve onu tedavi ettirmesidir. Bakım borçlusunun bakım alacaklısından önce ölmesi durumunda bakım alacaklısı bir yıllık süre içerisinde sözleşmenin feshini talep edebilecektir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi uygulamada sıklıkla, akrabaların (genellikle anne ve babaların) malvarlıklarının bir kısmını mirasçılarından birine devretmesi amacıyla yapılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sözleşmeye taraf olan bakım borçlusunun bakım alacaklısına gerçekten bakmasıdır. Örneğin Baba Ahmet'in sırf evini başka şehirde veya başka ülkede yaşayan oğlu Mehmet'e bırakmak istediği için ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapması kanunun aradığı özelliği taşımayacağına dikkat etmek gerekmektedir. Borçlar Kanunu madde 19'a göre bir sözleşme türünün niteliğinin belirlenmesinde yorumlanmasında tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınmaktadır. Yargıtay da buradan hareketle Kayseri'de yaşayan baba Ahmet'in evini Almanya'daki oğlu Mehmet'e ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmasını muvazaa olarak değerlendirip sözleşmenin ivazsız kazandırma olduğundan hareketle tenkis yolunun açılmasına sebeple olacaktır. Özetle, bakım alacaklısına gerçekten bakıp gözetmeden gayrimenkulu devralan kişi konunun yargıya taşınması durumunda umduğu sonuca ulaşamayacaktır.
Bununla birlikte Yargıtay kararlarına sözleşmenin yapıldığı sırada devredenin özel bir bakıma ihtiyaç duymaması veya sözleşme yapıldıktan çok kısa bir süre sonra hayatını kaybetmesi sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmayacaktır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakım alacaklısının ekonomik durumunu sarsıcı bir nitelik taşıyorsa o kişinin alacaklıları sözleşmenin iptalini talep edebileceklerdir.