İşe iade davası açan bir işçinin açtığı dava devam ederken başka bir işte çalışması durumunda görülmekte olan davanın bundan nasıl etkileneceği akıllarda soru işareti oluşturan konuların başında gelmektedir. Yargıtay, süreklilik kazanan içtihatlarında işe iade talebinde bulunan işçinin bu talebinin samimi olmasını, yalnızca işe başlatmama tazminatı alabilmek için bu dava yolunun seçilmesinin hukuken korunamayacağını belirtmiştir. Bu durum karşısında yeni bir iş bulan ve artık o iş yerinde çalışan bir kişinin işe iade talebinin samimi olup olmadığı sorunu karşımıza çıkmaktadır.
Dava konusu olayda işten ayrılan işçi işverene karşı işe iade davası açmış ve davayı kazanmıştır. Yargıtay tarafından da onanarak kesinleşen bu karar neticesinde işçi işverene başvurmuş ancak işvren tarafından usulüne uygun bir şekilde işe davet edilmediği gerekçesiyle işe başlatmama tazminatı talebiyle dava açmıştır. Yerel mahkeme işçiyi haklı görerek davanın kabulüne karar vermiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi davacının SGK kayıtlarına göre müracaat tarihinde başka bir iş yerinde çalışmasını da gerekçeleri arasında göstererek kararı işçi aleyhine bozmuştur. Yerel mahkeme de eski kararında direnmiş; böylelikle konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelmiştir. YHGK, yaptığı değerlendirmede iş sözleşmesinin feshedilmesiyle işe iade davasının kesinleşmesi arasında 25 ay bulunduğunu, işçinin bu kadar uzun bir süre çalışmamasının kendisinden beklenemeyeceğini belirterek işçiyi haklı bulmuş ve direnme kararını onamıştır.
Gerçekten de Anayasa'nın 44. maddesi açık bir şekilde "Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır." hükmünü içermektedir. Çalışmak herkes için bir ödev olduğu kadar haktır da. Gerek Anayasa gerekse de iş kanunlarıyla güvence altına alınmış bulunan çalışma hürriyetinden fedakarlık etmesi işçiden beklenemeyecektir. Ayrıca ülkemizde yargılama sürelerinin uzunluğu dikkate alındığında işe iade davası açan bir işçinin aylar, yıllar sürebilecek yargılama boyunca çalışmadan hayatını idame ettirmesini beklemek hakkaniyete aykırı düşecektir. Bu değerlendirmeler ışığında işe iade davası açmış olan bir işçinin farklı bir işte çalışmasının davanın seyri açısından olumsuz bir sonucu bulunmayacaktır.